ALGI YÖNETİMİ VE ZİHİN ŞOKLAMA
ALGI
YÖNETİMİ VE ZİHİN ŞOKLAMA
Bu yazıda
sadece sizin zihninize değil aile bireylerinizin de zihinlerine yapılan algı
operasyonlarından bahsedeceğim. Siz ve sizden önce yaşayanlara bırakılan
görünmeyen izlerin gerçek hayatta yansımaları ve bu yansımalar ile doğan
sonuçları ele alacağız. İlk olarak algının bilimsel açıklamasını söyleyelim.
Algı Duyu
organlarımız tarafından kaydedilmiş uyarıcıların beynimiz tarafından örgütlenip
yorumlanarak anlamlı hale getirilmesi olarak tanımlanır.
İşte tamda
bu noktada algıdan sonra algı yönetimi denilen şey bizim asıl konumuz oluyor.
Algı yönetimi diğer insanların hal ve hareketlerini kendi fikir ve düşüncelerini
etkilemek için yapılan olayların en genel ismidir.
Tarihte algı
yönetimi ve beyin yıkamaya çalışanlar günümüz Dünyasında bu olayın bir anlamda şeklini
değiştirmiş ve benim açımdan çok daha korkunç bir hale getirmişlerdir. 21.yy da
kişilerin beyin yıkama ve algı operasyonları ile zihinlerine yapılan saldırılar
sonucu özgürlüklerini ve kişisel düşüncelerini kaybettiler. Bu kayıptan sonra
bireyler zihinlerine yapılan algı operasyonlarını fark etmez ve hala özgür
düşünce içersin de olup hareket ettiklerini düşünürler. Önceleri beyin yıkamak
kitleler içersin de algı yapmak çok zor olsa da yeni Dünya düzenin de gelişen
teknoloji ile bu çok basit bir hal almıştır. Basitçe bir örnek vermek gerekirse
televizyon da karşımıza çıkan programlar diziler ve filmler ile algı operasyonu
yapmak mümkündür. Bir konu üzerine çok bilgili eğitimli bireylerinde farkında
olmadan yapılan algı operasyonları ile beyinleri yıkanabilir. Peki beyin yıkama
ve algı operasyonları neden yapılır?
Aslında
bunun ana sebebi insanları kitleler halinde kontrol almaya dayanır. Kontrol altına
alınan insanlar istedikleri gibi yönetirler. Bu mantıkla baktığımızda kısacası
algı yapanlar gücü ellerinde tutmak istemektedirler. İnsanların beyinlerini
yıkayarak karşı çıkmaları engellenmektedir.
İktidar güç ve
egemenlik hırsı insan oğlunu kendi türünden uzaklaştırdı. Bu hırs ile birlikte
doğan sorunlar adeta bireylerden başlayarak kitleleri bir merkez altında
toplayıp tabiri caizse robotlaştırmaya başlamıştır. Kapitalizm büyümesi ve bir üst
seviyeye ulaşması ile insanı kontrol altına alma arzusu ulus devletlerin organizasyonu
haline gelmiştir. Devletler bu anlamda en çok bu işi yapmak için istihbarat
servislerini kullanmışlardır.
Bireysel
düşünce özgürlüğü kaybedildikçe bireyler kendi düşüncelerini de kaybettiler. Yemek
seçiminden eğlence tarzına müzik zevkine giyim kuşamdan insanların fiziksel yapısına
kadar bireylerin tüm istekleri ve tercih hakları ellerinden alındı. Güç merkezi
şunu çok iyi bir şekilde bilir ki bireyler eğer kontrol edilmezse düşünceleri
değişir ve karar mekanizmaları serbest bırakılır. Serbest düşünen birey doğruyu
ve yanlışı ayırt etme noktasında daha da güçlenir ve kendi kararlarını almaya
başlar.
Beyin yıkama
ve algı operasyonu sıra ile dizilmiş domino taşına benzer bir kişinin zihnin
yıkanması ile devrilen bir taş tüm taşları yere düşürür.
Bilinen aksine
aslında teknolojik aletlerin dışında sosyal medya ile yapılan algı
operasyonlarından ziyade belki de Dünya da daha büyük bir beyin yıkama çalışması
devletlerin halklarına sundukları “eğitim sistemleri” ile yapılmaktadır. Küçük yaşta
öğretilen bilgiler ile insanların beyinleri istenildiği ölçüde yıkanır ve bu
sistemi sorgulamadan hayatına devam eden bireyleri istedikleri şeklide yönlendirirler.
Sosyal bir varlık olan insan ne yazık ki yıkanın ve yönlendirilen beyini ile
yarına da yön verir. Çevresi ailesi en acısı da çocuklar bile bu durumdan
etkilenir. Bu döngüyü engellemek neredeyse imkansızdır.
Peki
beyinlerimizi yapılan Algı operasyonları ile Dünya da neler gerçekleştirilmişti
biraz bundan bahsedelim.
Hollywood filmlerinin
neredeyse tamamında Müslüman karakterler ile İslam dini adeta bir terör örgütü
gibi gösterilerek Dünya genelinde islamofobi denilen şeyi doğurmuş ve
yeryüzünde hızla yayılmasına sebep olmuştur.
Ramazan Kurtoğlu’nun
Evanjelizm kitabında bahsettiği hıristiyan Dünya’sında kurtarıcı bir mesih
projesi ki bu dinimiz İslam da kesinlikle yoktur. Neredeyse tüm Dünya Sinemasına konu olmuş ve insanlığa her zaman güzel yansıtılmıştır.
11 eylül
terör saldırısı yani İkiz kule olaylarını hepiniz duymuşsunuzdur. Bu olay ile ABD
büyük bir sarsıntı yaşatmıştır. O dönem orta doğuda onların görüşü ile
diktatörce yönetilen bölgelerin petrol rezervlerini ve petrol kaynaklarını
hepimiz biliyoruz. Fakat bu olaydan önce Amerikan kamuoyunu bu savaşa ikna
etmek gerekiyordu. ABD de cumhuriyetçi kesim doğrudan müdahile ile değil bu oalyı demokrasi
ile çözmek istiyordu. Irak işgali için tabi ki sizin de tahmin ettiğiniz gibi
medya v.b yollar ile algı operasyonları başlamıştı. Yapılan beyin yıkamalar ile
başarılı olunmuştu ve ABD istediğini elde etmişti..
Şimdi biraz
geçmişe gidelim çok bilinmeyen bir örnek vermek istiyorum. taiping rebellion
yani taiping ayaklanması. 19.yy da Çin de bir sahte peygamberin ortaya çıkması
ile büyük bir ayaklanma meydana geldi. Sahte peygamberin adı Hong Xiuquan
fakir bir köylü olan Hong ilk başlarda kendi gibi fakir köylü halkını kandırmaya
başlıyor. Kendini Tanrının oğlu ve İsa’nın kardeşi olarak tanıtıyordu. Hıristiyanlık dinini baz alarak yeni bir din meydana getirip. Tanrıya tapanlar birliğini
oluşturuyor. Yaptığı propagandalar ile kitleleri bir araya toplayan Hong 1
milyon insanın beynini yıkayıp kendi yanına çekiyor. 1 milyon kişilik ordusu
ile çıkardığı isyanlar yüzünden Çin de 20 milyona yakın insan hayatını
kaybediyor..
Bunca örnekten
bahsederken tabi ki aklınıza gelen ve algının beyin yıkamanın en büyük örneklerinden biri olan kişiyi detaylıca anlatmadan sadece
adını vererek yaptıklarını bilmeyenlerin kendilerinin bakmalarını istiyorum HASAN
SABBAH.
Bu yazıyı okuduktan
sonra herkes den ricam şu olacaktır. Bizi kim neden yönetmek istesin ve bizi
yönetmek isteyenler bizleri nasıl yönetiyorlar bu soruları kendinize sorup
cevaplarını aramanızı bekliyorum. Verdiğim örneklere bakıldığında aslında
sınırlı imkanlar dahilinde bile bunu başarmak mümkünken şuan bu yazıyı
okuduğunuz telefonunuz ile geniş bir imkana sahip olunduğunu anlamak o kadar da
zor olmamalı Birileri insanlığın özgürlüğünü tek elden kontrol etmek istiyorsa
bunu sizce de başaramaz mı?
Size yine
yardımcı olayım Mark Zuckerberg denilen arkadaşın son zamanlarda yaptığı çalışmalara
bakın ve hangi sosyal ağları bünyesinde çalıştırdığına bir göz atmanızı tavsiye
ederim. Son olarak sorgulamak düşünmek ve vicdanınız sesini asla kaybetmeyin eğer
siz mücadele etmez bilgiye ve bilime gerekli önemi vermezseniz yarınlarımız yok.
Kesinlikle harika bir yazı.
YanıtlaSilYazılarınızın devamını bekliyoruz 👏
YanıtlaSil